
Altın oran, matematikte ve sanatta uyumu en iyi sağlayan orandır. Bir doğru parçasını altın orana uygun bir şekilde ikiye bölmek istenildiğinde; küçük parçanın büyük parçaya oranı, büyük parçanın doğru parçasına oranına aynı olacak şekilde bölünmelidir. Öklid, geometrik şekillerden hareketle altın oranı bulmuştur ve ilk tanımını yapmıştır. Bu oranı Öklid bulmuştur ancak ünlenmesinde Fibonacci’nin etkisi büyüktür. Çünkü, Fibonacci dizisinin terimleri arasındaki oran gittikçe altın orana yaklaşmakta ve bir noktada altın oranı vermektedir, bu sebeple de bu dizi ile altın oran bir bütün olarak düşünülmüştür. Fibonacci dizisinin terimlerine doğada çokça rastlamakta olduğumuz için bu dizi ve altın oranı daha da popüler yapmaktadır. Altın orana; doğada, vücudumuzda, tablolarda ve mimari eserlerde çokça rastlamak mümkündür. Doğada; bazı kabuklu canlıların kabukları, bitkilerin yaprakları, deniz kabukları ve bitki dalları gibi birçok şeyde bulunur. Altın dikdörtgenin kenar uzunlukları altın orana uygundur. Altın dikdörtgenin içerisinde bulunan ve uzunlukları Fibonacci’nin terimleri olan kareler çıkarıldığında, kalan şekil yine altın dikdörtgen olma özelliğini korur. Ünlü Mısır piramitleri ve Yunanlıların yaptığı çoğu mimari eser altın oranın kullanıldığı mimari eserlere örnektir. Michalengelo’nun “Adem’in Yaratılışı” adlı tablosu, eserlerinde çokça altın orana rastlanan resim sanatının buna rastlanan eserlerinden sadece biridir. Leonardo da Vinci, eserlerinde altın orana çok sık yer vermektedir. Mona Lisa tablosu, günümüzdeki en ünlü tablolardan biridir ve altın orana uygun olarak yapılmıştır. Leonardo da Vinci’nin altın orana uygun yaptığı eserlerden bir diğeri de Vitrivius Adamı adlı tablosudur. Altın orana, müzik sanatında da rastlanmaktadır. Beethoven ve Mozart’ın ünlü besteleri altın orana uygundur. Piyanonun tuşlarında bile altın orana rastlanmaktadır.
Hazırlayan: Selen Arus